Albus Dumbledore Hogwarts Müdürü
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 4
Kişi sayfası Özel Yetenek: Patronus: Irk:
| Konu: Başlangıç ~ C.tesi Tem. 21, 2012 4:59 pm | |
|
Gecenin ihtişamlı karanlığı çökmüştü Little Whinging sokaklarının üzerine. Karanlığın ortasında sokak lambaları aydınlatmaya uğraşıyordu bütün semti. Çoğu muggle uyumuş olmasına rağmen uyumayan, daha doğrusu ışığı tam sönmemiş olan sadece bir ev mevcuttu orada. Privet Drive 4 Numara. Dursley ailesi istedikleri her şeye sahip olan fakat gözü bir türlü doymayan bir çocukları olan sıradan bir muggle ailesiydi. Yine de her aileden farklı olarak onların bir sırrı vardı. Hem de dünyanın en gizli sırlarından biriydi bu. Sokak lambalarıyla aydınlanan bölgede çınlama tarzında bir ses belirdi ve karanlığın ortasında parlak bir siluet ortaya çıktı. Yarım ay gözlüklerinin arkasındaki parlak deniz mavisi gözleriyle ortalığı kolaçan ediyordu yaşlı büyücü. Yüzündeki her kırışıklıkta bir yaşanmışlık öyküsü yatıyordu. Yüz yaşının üstünde olmanın verdiği yorgunluğu pek fazla hissettirmeden dolanmaya başlamıştı sokaklarda. Ve Little Whingin sokakları da ona oldukça tanıdıktı. Sokak lambalarının bu saatte bu kadar fazla olmasından rahatsız olmuştu yaşlı adam. Onun yaşındaki biri için bu kadar ışık fazlaydı. Ve artık tüm kentin uyku saati geldiğinden bu ışıkları açık tutmanın bir anlamı yoktu. Sol elini pelerininin içine doğru attı. Ve iç cebini kolaçan ederek içindeki çakmak şeklindeki bir aleti çıkardı. Işıkemer adını verdiği bu alet onda bulunan yegane araçlardan biriydi. Bir nevi benzeri bulunmayan miraslarındandı onun. Elindeki ışıkemeri kaldırarak karşıdaki sokak lambasına doğrultarak dikkatini ona verdi. Ardından sokak lambasının içindeki ışık süzülerek ona doğru gelmeye başlamıştı. Işık emere doğru gelirken tüm geceyi aydınlatıyordu ufak ışık parçası. İçeri girdiğinde ışıkemerin kapağı kapandı. Ve bunu diğer ışıklar üzerinde de uygulamıştı yaşlı adam. Tüm ışıkları birer birer söndürürken zaman geçiriyordu bir nevi. Ve etrafta büyücü dünyasından haberdar olan kişiler de mevcuttu. Özellikle Little Whinging'de bu tarz insanlar vardı. Işıklar söndüğünde elindeki ışıkemeri aldığı yere yani pelerininin iç cebine götürdü. Ve ardından elinde asası ile yolda yürümeyi sürdürdü. Albus Dumbledore. Bu isim tüm büyücülük dünyasında ustalığı kabul edilmiş bir isimdi. Ve şu anda Little Whinging sokaklarını adımlıyordu. Little Whingin'de böyle bir adam daha önce hiç görülmemişti. Uzun boyluydu, zayıftı; saçının sakalının kırlarına bakıldığında oldukça yaşlı olduğu farkediliyordu. Saçı da sakalı da kemerine sıkıştırılabilecek kadar uzundu. Ve bu adam adından çizmelerine kadar hiçbir şeyin hoş karşılanmadığı sokağa girdiğinin farkına bile varmamıştı. Aslında sanıldığı kadar da önemli değildi bu durum. Orada olduğunu bilen bir kişi bile yoktu şu an. Fakat yine de bundan emin olamazdı. Özellikle de bu şekilde ani bir seyahate giriştiği dönemlerde. Yolun ortasından yürümeye devam ederken sağ tarafındaki kaldırımda bir hareketlilik sezmişti. Fakat oraya kafasını çevirdiğinde donmuş gibi duran bir kedi ile karşılaşmıştı sadece. Bunun anlamını biliyordu yaşlı büyücü. Fakat bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordu meslektaşının. Gülümseyerek kediye doğru bir bakış attı. Ve hafif ve alaycı bir ses tonuyla "Burada olacağınızı tahmin etmeliydim, Profesör McGonagall" demişti. Animagus bir meslektaş sahibi olmak her yerde ve her anda onları fark etmeyi sağlamıştı.
| |
|
Minerva McGonagall Müdür Yardımcısı | Biçim Değiştirme Profesörü | Gryffindor Bina Sorumlusu
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 3
Kişi sayfası Özel Yetenek: Patronus: Irk:
| Konu: Geri: Başlangıç ~ C.tesi Tem. 21, 2012 11:35 pm | |
| Yaklaşık on, on iki saattir gözünü Privet Drive 4 Numara'dan ve evin sakinlerinden ayırmamıştı. Bir asıra yakın süredir sürdürdüğü yaşamında pek çok insan tanımış, azımsanmayacak sayıda şeyi tecrübe etmişti, lâkin Dursley ailesinin bireylerine benzeyen hiçkimse ile tanışıklık etmemişti. Bu, evren için iyi bir şeydi, tabii. Zira, başka insanların varlığını bu denli yadsıyıp kendi keyfine düşüp dünyanın merkezi olduğu zanneden insanların varlığı dünyanın sonunu getirmekten daha kötüsünü yapamazdı. Öyle ki, kusurlarını saymada iki elin parmakları yetersiz kalacakken, mükemmel olduklarını haykırıyorlardı adeta. Oğulları Dudley'i şımartırken yaptıklarını gördükçe belirli bir olgunluğa erişmiş olan kadının sinirleri epey geriliyordu. Sokakta dalgalanan pelerinin tınısını işitmesiyle gözbebeklerinin kara çukurlarından yayılan kahvelerin olduğu, çağla yeşilinin en berrak tonuna çalan gözlerini sesin geldiği yöne çevirmişti. Yılların tanıklığını yapan kırlaşmışlar sakalları ve saçları neredeyse yere kadar uzanan, yarım ay şekli verilmiş camların yerleştirildiği çerçevenin ardında her bir tecrübenin verdiği olgunluğu sergileyen gözlerin sahibi olan uzun boylu adamı seyretmeye koyuldu. Kim olduğunu adı gibi bildiği, onun için yıllardır bir üs olmaktan ziyade arkadaş ve kimi zaman dost mertebesine erişmiş olan adamı bıyıklarının altına yerleştirdiği tebessüm ile izledi. Pelerininin iç cebinde konuşlanmış olan, kadının ne olduğunu bilmediği şeyi kemikli parmaklarıyla kavramış ve ona görevini yapmasını fısıldarcasına emretmişti adeta, büyücü. Patilerinin üzerinde hareketsiz, kaskatı durduğunun farkında değildi. Gerçek bir kediden hayli uzaktı o esnada. Büyücünün buz mavisi, sert bakışlarını ona doğrultup ünvanının tercümanı olan kelimeleri ince dudaklarının arasından azat etmesiyle gerçek formuna geçiş yapması gerektiğini anlamıştı. Yavaş yavaş değişimi yaşıyordu, önce bedeni uzamaya başladı. Her bir santimini ele geçirmiş olan is rengi tüyler kayboluyordu. Peşinden dudaklarının üzerinde yer etmiş olan bıyıkları kayboldu, uzun, kukuletalı şapkası da peydah olurken en sonunda insan bedenine kavuşmuştu. Zümrüt yeşili pelerini hafifçe sirkeledi. Sımsıkı topladığı gece gibi siyah saçlarını sol eliyle hafifçe düzeltti. Hafif bir titremeyle kendisine gelirken, araladı dudaklarını. "Ben olduğumu nereden anladınız?" diye sorarken tedirginliği sesinin tınısından anlaşılabiliyordu.
En son Minerva McGonagall tarafından Paz Tem. 22, 2012 12:18 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Albus Dumbledore Hogwarts Müdürü
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 4
Kişi sayfası Özel Yetenek: Patronus: Irk:
| Konu: Geri: Başlangıç ~ Paz Tem. 22, 2012 12:00 am | |
|
Orada dikilmiş ve gözlerini kediye doğrultarak kıpırdamadan bakıyordu. Hafif gülümsemesini de yüzüne iliştirmiş bir şekilde beklerken yavaşça kedideki değişimleri fark etmeye başlamıştı. Tahminlerinde yanılmıyordu tabiki de. Bu alımlı bayan McGonagall'dan başkası olamazdı. Yavaşça kedi formundan insan formuna bürünmesini seyrederken aslında oldukça keyif alıyordu. Animaguslar oldukça ilginç türlerdi ve bu yeteneğin kendisinde de olmasını istemişti aniden. Belki de daha önce hiçbir şeyi bu kadar arzulamamıştı. Tabi ki, özel hayat dışı konularda. Gözlerini profesörün değişim geçirme sürecine dikmiş iken aklında parlayan bir düşünce ile gülümseyişi artmıştı. Biçim Değiştirme profesörlüğü yapması bir tesadüf müydü? Yoksa bu özel yeteneğinin bir parçasını bulundurduğu mesleğe karşı ilgisi doğuştan mıydı? Bütün bu düşüncelerin yeri ve zamanı olmayışı onu kendine getirmişti aniden. Mavimsi yeşil gözleri ile karşısında duran siluete karşı bakarken onun dudaklarının arasından çıkan kelimeleri usulca dinlemişti yaşlı büyücü. Gözlerinin içinde tedirginlik ve korku vardı alımlı bayanın. Ve tarzından bu haliyle bile ödün vermiyordu hiçbir şekilde. Endişeli ses tonu ve titreyen dudakları ile karşısındaydı. Ve ona bir soru yöneltmişti. Belki de oldukça basit bir soruydu bu fakat Albus'un derin düşüncelerinden sıyrılarak ona cevap vermesi normalden biraz uzun sürmüştü. "Profesör, hiçbir kedinin böyle kaskatı kesildiğini görmemiştim şu ana dek." diyebilmişti gülümseyerek. Ve ardından ortamı yumuşatabilmek amacıyla yanında getirdiği içecekleri eline aldı. Muggle dünyasının en güzel içeceklerinden biriydi bu. Limon şerbeti dedikleri bu limonlu içecek oldukça tatlı bir yapıya sahipti. Ve içeriğindeki limon özlerinin ferahlatıcı bir etkisi vardı. Alımlı bayana doğru bakarak usulca aklındaki sözcükleri dudaklarına döktü. "Limon şerbeti içer misiniz?" Bu sözleri söylerken elindeki içeceklerden birini de ona doğru uzatmıştı kapağını açarak. Genç bayanın tepkisini merak ediyordu. Ve bu sırada aklındaki düşünceleri yavaşça kelimelere dökmüştü yaşlı büyücü. Etrafı gözleyerek saatin geç olduğunu fark etmesi de pek uzun sürmemişti. "Hagrid gecikti. Harry'i teyzesi ve eniştesine getirmeye gelmiştim oysa ki. Ailesinden sadece onlar kaldı şu an." dedikten sonra kadına doğru bakmıştı. Fakat onun öfkeleneceğinden emindi. Özellikle de bu durumda oldukça hassas bir yapıya sahipti profesör. Yine de Albus, Harry'nin en çok orada güvende olacağını düşünüyordu. Sonuçta ailesindendi onlar ve her ne kadar bundan hoşnut olmasa da çocuk yetiştirmeyi biliyorlardı. Ve Harry'nin şu an desteğe ihtiyacı vardı. Ona destek olabilecek ve ona iyi bakabilecek sadece onlar vardı.
| |
|
Minerva McGonagall Müdür Yardımcısı | Biçim Değiştirme Profesörü | Gryffindor Bina Sorumlusu
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 3
Kişi sayfası Özel Yetenek: Patronus: Irk:
| Konu: Geri: Başlangıç ~ Paz Tem. 22, 2012 12:26 am | |
| Aynı branşta ustalık kazandığı adama bakarken gözlerinde ufak bir parıltı peyda oluyordu. Yüzündeki kırışıklıklar yaşanmışlıkları simgelerken onlarsız olmanın da onda pek bir sorun yaratacağını düşünmüyordu. Herkes gib genç ve diri bir vücuda sahip olma arzusu vardı içinde, ufak da olsa. Yetisi bunu yapabilmesini sağlayacak raddede olsa da her ne kadar yapmamak daha cazip geliyordu ona. Zihnini bu düşüncelerden arındırıp müdürün söylediklerine verdi kendisini ve hiç beklemeksizin verdi cevabını. "Bütün gün, siz de bir tuğla duvarın üstünde otursaydınız, siz de kaskatı kesilirdiniz," Profesörün ona aldırış etmeyerek çıkardığı sıvıyı görünce şaşırmıştı, Minerva. Onların dünyasında var olan içeceklerden herhangi birine benzemiyordu. Ona uzatılan şişeye garipseyerek baktı ve "Limon şerbeti mi? Hayır, teşekkür ederim." diyerek geri çevirdi. Bunun henüz vakti olduğunu düşünmüyordu. Sözlerinin üzerine geri çekmişti şişeyi Albus ve yürümeye devam etmişlerdi. Zihninde bir sürü soru işareti mevcuttu. Neden buralardı? Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen neden ve nasıl bir anda yok olmuştu? James ve Lilly Potter'ın ölümlerine hala inanamıyordu. Öğrencilik yıllarını hatırlıyordu Lily disiplinli ve son derece zeki bir Gryffindordu. Büyücülerin arasında sivrilmeye, kendisini kanıtlmaya çalışan bir muggle doğumluydu. James ise Lily'nin tam tersiydi disiplin konusunda. Başarılıydı, lâkin serseriydi biraz. Küçük grubuyla orada burada gezinmekten hoşlanırdı. O zamanları çehresinde konuşlanan çarpık bir tebessüm ile hatırlıyor olmak güzeldi. Profesörün söylediklerini işitmesi ile anılarının arasından sıyrıldı. Tedirginlikle dile getirdi, düşüncelerini. "Yani - burada oturan insanlardan mı söz ediyorsun yoksa?" diye bağırdı. "Dumbledore bunu yapamazsın. Bütün gün onları gözetledim. Onlar kadar kötü muggle görmedim. Onlar kadar bize hiç mi hiç benzemeyen başka iki kişi yoktur. Bir de oğulları var -gördüm onu, şeker alsın diye annesini sokak boyunca tekmeledi durdu. Harry Potter burada mı oturacak?" | |
|
Albus Dumbledore Hogwarts Müdürü
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 4
Kişi sayfası Özel Yetenek: Patronus: Irk:
| Konu: Geri: Başlangıç ~ Paz Tem. 22, 2012 6:57 am | |
|
Alımlı bayanın sözleri üzerine gülümsemişti sadece yaşlı büyücü. Limon şerbeti teklifini reddetmesi üzerine elindeki fazla olan şişeyi yok ederek kendisinde kalan şerbeti içmeye başlamıştı. Bu sırada Minerva hala cevap vermeyi sürdürüyordu. Gözünün önünde canlanan düşüncelerin eşiğinde oluşan görüntüler onu düşünmeye zorluyordu. Olanları hazmedemese de, şu an yapabileceği başka bir şey yoktu. Lily ve James'in ölümü onu derinden etkilemişti. Ve tüm bunların onun bir öğrencisinin suçu olması da, duyguların en kötüsüydü. Voldemort tüm insanlığı etkisi altına almıştı. Öylesine ki, tüm büyücü dünyası onun adını ağzına almaktan çekinir olmuştu. Ondan korkmayan tek büyücüydü Albus. Ve korkmasını gerektirecek hiçbir durum yoktu ortada. Albus'a karşı gelmeye cesaret edemezdi Voldemort. Bu hayatında yapacağı son şey olurdu. Ve bir anda öğrencilik yıllarını hatırladı James ve Lily'nin. Başını belâya sokmakta ustalık derecesine sahip olan James ve sivri zekâ Lily'nin olağanüstü aşkı. Okulda başlayan bu aşk sonucunda evlenmişlerdi. Ve sonsuza dek mutlu olacaklarını düşünerek yemin etmişlerdi. Ve Minerva'nın son konuşması ile kendisine gelmişti yaşlı büyücü. "Harry Potter burada mı oturacak?" Bu sözler kulaklarında yankılanmaya başlamıştı. Öylesine ki, Albus yaptığı davranışın yanlış olup olmadığı konusunda kendisini tekrar gözden geçirme gereği duymuştu. Fakat başka çaresi yoktu. Ailesinin son üyelerinin yanında olması onu daha güvende tutacaktı. Tüm bu olaylardan uzakta ve sakin bir çocukluk geçirmesi gerekecekti. Hem bu ailenin çocuklarına gösterdikleri ilgi belki de Harry'e karşı da olacaktı ve Harry burada çok mutlu olacaktı belki de. Bu düşüncelerinin saçma olduğuna kanaat getirmesi üzerine fazla abartmadan onlardan sıyrıldı. Cevap olarak kesin bir sesle "Burası onun için en iyi yer." dedi. "Büyüyünce teyzesi ve eniştesi ona her şeyi anlatacaklardır. Onlara bir de mektup yazdım." dedikten sonra yarım ay gözlüklerinin üzerinden mavi gözleri ile alımlı bayana baktı. "Merak etme Minerva düşüncelerini anlıyorum. Ve şu an Harry buraya doğru gelmekte. Sen sormadan ben söylemek istiyorum ki, onu Hagrid getirmekte. Ona canımı bile emanet ederim." diyerek göz kırptı. Kadın hala endişeli görünüyordu. Albus onu rahat hissettirecek bir yöntem ararken tam bu sırada gökten hızla bir cisim aşağıya, onlara doğru yaklaşmaya başlamıştı. Sokağın sessizliği bozularak gökten inen cismin dev bir motosiklet olduğu gözler önüne serilmişti. Motor büyüktü fakat onu kullanan adamın yanında bir hiç kalıyordu. Kocaman kollarında battaniyeden bir bohça tutmaktaydı. Ve Albus ona doğru bakarak "Hagrid" demişti. Bir nebze de olsa rahatlamış görünüyordu. "Sonunda! Bir sorun çıkmadı değil mi?" diye sormuştu yaşlı büyücü. İri yarı adam ona doğru bakarak kaba ve gür sesiyle cevap vermişti. "Hayır efendim. Tam Bristol üzerinde uçarken minik Harry uykuya daldı." Albus yavaşça adama doğru yaklaşmaya başladı. Ve adamın yanına vardığında bohçayı kucağına alarak Minerva'nın yanına dönmüştü. Bohçaya eğilip baktığında mışıl mışıl uyuyan bir erkek bebek görmüşlerdi. Alnındaki simsiyah saç buklesinin altında şimşeğe benzeyen bir kesik görünüyordu.
| |
|