Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Barbara S.W.Grant

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Barbara S.W.Grant
Vampir
 Vampir
Barbara S.W.Grant


Galleon : 50
Mesaj Sayısı : 8

Kişi sayfası
Özel Yetenek:
Patronus:
Irk: Vampir

Barbara S.W.Grant Empty
MesajKonu: Barbara S.W.Grant   Barbara S.W.Grant EmptyCuma Tem. 13, 2012 11:29 pm

Karakterinizin Adı & Soyadı :Barbara Simone Woolridge Grant
Karakterinizin Yaşı :24
Karakterinizin Kişiliği :Barbara son derece bencil,kendini beğenmiş,küstah ve hırslı bir kızdır.Acıma duygusu ve değer verme duygusu gelişmemiştir.Sadece kendine çok benzeyen bir arkadaşı ve annesini sever bu hayatta.Diğer insanların zerre kadar değeri yoktur onun gözünde.İnsanlarla oynamayı,onları kandırmayı çok sever.Aynı zamanda çok kıskanç biridir.Dünyadaki her şey sadece kendisine ait olsun ister.Kötülük yapması için bir sebebe gerek yoktur,bunu durduk yere de yapar.
İstediğiniz Meslek :Vampir
Bu Mesleği İsteme Sebebiniz :Karakterimin kişiliğine ve dış görünümüne çok uyduğunu düşünüyorum.Zaten Barbara bir vampirin sahip olması gereken bütün özelliklere sahip.
Örnek Rol Oyunu :

Barbara siyah tüllerle örtülü yatağında uyurken pencereden sızan güneş ışığı onun uyanmasına sebep oldu.Güneşten nefret ediyordu.Ona karşı dayanıklılığı vardı.Güneş ona zarar veremiyordu,ancak yine de güneş ışığının insanlara umut veren parıltısından,mutluluk saçmasından tiksiniyordu.Her sabah yinelenen bir hareket olarak kalkıp perdeyi sonuna kadar çekti.Kendi evinden çok uzakta,insanların mutlulukla yaşadığı bir kasabada iğrenç bir otelde kalıyordu.Orada olmasının sebebi belliydi: Daha çok kan ve ona kan getirebilecek bir yardımcı arıyordu.En az kendisi kadar kötü ve kana susamış bir vampir arıyordu.Bu isteği yerine gelecekse bu iğrenç kasabaya bir süre daha katlanabilirdi.Daha 2 gün olmuşken,otel odasını kendi zevkine göre döşemeye başlamıştı bile.Otelin sahibi duvarlar da dahil olmak üzere odadaki her şeyin siyaha ve kan kırmızısına bürünmesinden şikayetçi olmuştu elbette ama Barbara tek bir bakışıyla her şeyi halletmişti.Vampir olmasına dair en sevdiği şey insanların gözünün içine bakıp onlara istediği her şeyi yaptırmasıydı.Tabii bir de insanların kanlarını emip onları sonsuzluğa sürüklemek.Barbara iyi-kötü,çocuk-yaşlı demeden bugüne kadar önüne çıkan herkesin kanını emip onları katletmişti.Kendine özgü bir cinayet şekli vardı: Öldürdüğü insanların sırtlarına kendi kanlarıyla ismini yazıyordu.Bugüne kadar hala onu yakalayamamış olmalarını bu işle ilgilenenlerin aptallığına vuruyordu. Belki de kimsenin ona bulaşmak istememesinden kaynaklanıyordu bu durum.
Perdeyi çektikten sonra tekrar yatağına oturup ayılmaya çalıştı.Sabahın 4’ünde uyumuştu ve henüz saat 08.00’dı. 4 saatlik bir uykuyla duruyordu ve günün geri kalanında uyuyamayacaktı.Hemen şimdi üstünü değiştirip dışarı çıkması,beslenmesi gerekiyordu.Gardırobunu açıp giyebileceği bir şeyler aramaya koyuldu.Her zamanki tercihi olan siyah dar ve tüllerle kaplı elbisesini giyecekti.Üstünü değiştirdiği sırada odanın kapısı çalınmaya başladı ve dışarıdan gelen tiz ses oda servisi olduğunu belirtti.Barbara’nın aklından o kişiyi içeri alıp beslenmek geçiyordu ancak böyle ulu orta yapmak istemedi.Kapıyı açtığı zaman karşısında tir tir titreyen,ellerinin altındaki servis masasına bile hakim olamayan kendinden olsa olsa 1-2 yaş küçük bir otel görevlisi vardı.Barbara görünümünden dolayı mı korktuğunu yoksa başka bir şey olduğundan dolayı mı böyle titrediğini anlayamadı,sormaya da gerek duymadı.Bu çocukla sohbet ederse devamında dayanamayıp onunla besleneceğini biliyordu.Daha önce sevmediği kuzeniyle karşılaşmış ve onun kendisine ağır ithamlarda bulunmasının ardından kendisinden beslenmek zorunda kalmıştı.Tabii daha sonra hafızasını silip bu olayı unutturmuştu.
Şimdi karşısındaki genç ağzı açık bir şekilde gözlerini ona dikmiş bakıyordu.Konuşmaya çalışmış fakat bir şey söyleyemeyince sadece içeri girip servis yemeğini bırakmakla kalmıştı.Barbara kötülüğüne hakim olamayıp çocukla konuşmaya başladı:
‘’Sanırım biraz titriyorsun.Dışarısının soğuk olduğunu sanmıyorum doğrusu,eğer öyleyse söyle de üzerime bir şeyler alayım.Biliyor musun,soğuğa bayılırım aslında.Karanlık gecelerde soğuktan titremek bana zevk veriyor.Bir gün ölürsem soğuktan donarak ölmek isterim.’’
Söylediklerini pür dikkat dinleyen genç çocuk az sonra Barbara’nın içine düşecekmiş gibi görünüyordu.Kendini toparlayıp konuşmaya çalıştı:
‘’Şey…Aslında soğuk değil,hava gayet iyi.B-b-b-en sadece yemeğinizi getirmek istemiştim.’’
Barbara tabaktaki yemeklere bakıp burun kıvırdı.
‘’Ben kanlı şeyleri daha çok seviyorum aslında.Yani biftek,pirzola gibi şeyler hiç yıkanmadan kanlı kanlı konsa önüme ne de güzel olurdu.Acaba benim için öyle bir şey yapabilir misin?’’
Genç,Barbara’yı hiç duymamış gibi yapıp koşar adım odadan çıkıp koridorda uzaklaştı.Barbara yemek tabaklarını yere fırlattı ve her zamanki sinsi gülümsemesiyle otel odasından çıktı.
Az sonra kasabanın çakıllı yollarından yürürken havadan şikayetçi olduğu çok belli oluyordu.Güneşin bir an önce çekilmesini ve yerini kasvetli,boğuk havaya bırakmasını diliyordu.Gideceği yere varana kadar yüzündeki asık ifade suratından hiç düşmedi.Sonunda karanlık,pis kokulu bir ara sokağa yöneldi.Sokağın tam ortasında durup girmesi gereken evin hangisi olduğunu hatırlamaya çalıştı.Sağdaki eve mi girecekti yoksa soldaki eve mi? Böyle basit şeyleri unutma gibi bir alışkanlığı hiç yoktu,ancak şimdi unutmuştu.Sokağın yan tarafında bulunan yüksek taşa oturarak etrafını izledi.Karanlık sokağın ilerisinden bir ses geldiğini fark ederek kafasını o tarafa yöneltti.Kendisine doğru gelen kişinin yüzü belirgenleştiğinde her zamanki kendinden emin tavırlarıyla kollarını birleştirerek gelen kişiye baktı.Karşısında gördüğü kişi kendinden hayli kısa,cılız bir genç kızdı.En fazla 19 yaşında görünüyordu.Sarı,düzgün taranmış saçları,masmavi gözleri,pembe kot eteği ve üzerinde turuncu badisiyle oldukça sıradan görünüyordu.Barbara karşısındaki kızın bu karanlık sokakta ne aradığını düşünmeden edemedi.Yine de kızın ona yaklaşmasını beklerken sinsice gülümsüyordu.Kız Barbara’ya ağır adımlarla yaklaşıp tam karşısında durdu.Bir an eli cebine gidecek gibi oldu ancak kendinden emin olamayıp duraladı.Barbara’nın yeşil ve kötülük dolu bakışları altında ezilmeye daha fazla dayanamayıp cebinden asasını çıkarttı ve Barbara’ya yöneltti.Bu hareket karşısında afallayan Barbara kendinden emin tavırlarından ödün vermeyerek kıza yaklaştı.
‘’Ne yaptığını sanıyorsun ufaklık? O elindeki küçük sopayla beni alt edebileceğini mi sanıyorsun seni şirin şey?’’
‘’Senin ne olduğunu biliyorum!Annemi sen öldürdün.2 sene önce Londra’da bir kafede annemle oturuyorduk,onu kandırıp ormana çekmeyi başardın ve oracıkta onu öldürdün! Sen bir canavarsın,sen şeytanın ta kendisisin! Seni öldüreceğim!’’
Barbara neler olup bittiğini anlayamadı.Şimdiye kadar binlerce insanın kanını emip öldürmüştü ve kızın annesini de tabii ki hatırlamıyordu.İçinde biraz iyilik bulunsaydı orda kıza emirler yağdırıp uzaklaşmasını söylerdi ancak beslenmeye can atan bir vampir için karşısına çıkan hiç kimse masum bir insan değildir.Bir vampir iyi de olsa kötü de olsa aç bir haldeyken karşısına çıkan ilk insanın kanını emmek ister.Hele ki Barbara gibi kötü bir vampir,ona hiç şans tanımazdı.
‘’Demek öyle,küçük cadı beni alt edecek.Biliyor musun bu zamana kadar kaç kişinin kanını emip bıraktığımı ya da kaç kişinin kanını emip canını da aldığımı hiç hatırlamıyorum,ancak emin olduğum bir şey var ki sayısı bini geçiyordur.İnan bana,seni öldürmemek için hiçbir sebebim yok.Açım ve karşımda benden öç almak isteyen,kendini büyük bir büyücü zanneden bir ufaklık var.Sana iyilik yapıyorum aslında,her ne kadar söylemesi iğrenç de olsa.Seni annenin yanına yolluyorum küçük,orada mutlu olacağınızdan eminim.’’
Barbara kızın bir laf etmesini bile beklemeden bütün vampir özelliklerini kullanıp aniden kızın üzerine çöktü.Karnına oturup kızın kafasını yere bastırdı.Kız direniyor,kurtulmaya çalışıyordu.Ama ne asası ne de debelenmesi hiçbir işe yaramıyordu.Barbara kızın kafasını yana çevirip boynuna dudağını götürüp ısırmaya başladı.Barbara kızın boynunda yaralar açtıkça kız çığlıklar atıyordu ancak bunu kimse duymuyor olacak ki sokakta in cin top oynuyordu.Barbara açtığı yaradan akan koyu kırmızı kanı emmeye başladı.Kızın vücudundaki bütün kanını emdiğinden emin olduktan sonra kızın üzerinden kalkıp solgun,bembeyaz vücuduna baktı.İçinden ne acıma geldi ne de üzülme.Sadece karnını doyurmuş olmanın verdiği mutlulukla karşısında beliren adama bakakaldı.Aradığı kişi gelip onu bulmuştu ve Barbara’nın yarattığı cinayete şaşkınlıkla bakıyordu.Eliyle içeriyi gösterip,eve girmesini söyledi.Barbara ağzındaki kanı eliyle silip atarken dik ve dar merdivenlerden yukarı çıkıyordu.Önündeki adam ona kendisiyle çalışması için bir yardımcı bulacak olan kişiydi.Onu takip edip örümcek ağlarıyla kaplı,kırmızı duvar boyalı ve neredeyse her yerde torba torba kan olan bir odaya girdiler.Odada kan torbalarının dışında sadece bir kanepe duruyordu.Üzerinde de bir adam oturmuş,elindeki bıçakla oynuyordu.Barbara odaya girdiğinde kanepedeki adam hemen ayağa kalkarak onu selamladı.Barbara onun kim olduğunu bilmiyordu ancak yardımcısı olacağını düşündü.Barbara’ya merdivenlerde eşlik eden adam cılız vücuduna hiçte uymayan kalın,gür sesiyle konuşmaya başladı:’’Barbara,bu George.Bundan sonra sana yardım edecek olan kişi.Ona güvenebilirsin,istediğin her şeyi yerine getirecek güçte.Ayrıca da bir vampir.Kolaylıkla birlikte yolculuk edebilirsiniz.Kirli işlerini yaptırman için gereken kişi.’’
‘’Bilirsin Crowny,kirli işlerimi yaptırmak için kimseye ihtiyaç duymam.Kimseden korkmuyorum.George bana kan bulmada yardımcı olacak.Çünkü bu konu beni biraz zorlamaya başladı.Pekala George,her zaman böyle çekingen durmazsın herhalde değil mi? Yoksa bir vampir avcısı çıkıp kalbine kazığı saplayabilir.Zira bu konuda hiç üzülmem ama sürekli yardımcı değiştirmeyi seven biri değilim.’’
George üzerindeki gerginliği attıktan sonra Barbara’yla birlikte çalışmaktan mutlu olduğunu söyleyerek onu aşağı inerken takip etti.Dışarı çıktıklarında karanlık sokağın orta yerinde duran cesedin yanına gelip George’a kızın sırtını çevirmesini ve boynunda kalan son damla kanıyla ‘’Barbara’’ yazmasını emretti.
George arta kalan azıcık kanla ismi yazmaya çalıştı ancak sokağı terk ettiklerinde kızın göğe bakan sırtında sadece ‘’Barb’’ yazıyordu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodis Audrey Phyllis
Ravenclaw I. Sınıf
 Ravenclaw I. Sınıf
Aphrodis Audrey Phyllis


Galleon : 50
Mesaj Sayısı : 297

Kişi sayfası
Özel Yetenek:
Patronus:
Irk:

Barbara S.W.Grant Empty
MesajKonu: Geri: Barbara S.W.Grant   Barbara S.W.Grant EmptyCuma Tem. 13, 2012 11:31 pm

Rütbeniz veriliyor. Irk başvurusunda bulunmayı unutmayınız. Irk başvurunuz kabul edilmediği taktirde mesleğiniz de geri alınabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Barbara S.W.Grant
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Barbara S.W.Grant
» Barbara S.W.Grant
» Barbara S.W.Grant

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: - Tamamen Siz - :: Belirsizlik Vadisi :: Meslek Seçimi-
Buraya geçin: