Karakterinizin Adı & Soyadı : Ramona Lapiere
Karakterinizin Yaşı :22
Karakterinizin Kişiliği :Annesine duyduğu nefret de bir erkeğe kendisini ezdirdiği düşüncesinden ötürüdür belki de. Belirsiz ve tutarsızdır. Geleceğe ait plan yapacak kadar ileriye dönük değildir, geçmişini hatırlayamaya çalışacak kadar daeskiyle yaşamaz fakat damarlarında her daim intikam ateşi dolaşır. Belki on yıl, belki on dakika. Bir topluluğun içinde konuşmuyorken bile
dikkat çeker. Gözleri derinlere bakar, zihnin ötesini görür. Çok kısa
bir zaman dilimi içerisinde avını hedefler ve yakalar. Büyücü nüfusunun
çoğunluğuna zor görünen Ramonayı sakinleştirebilecek tek şey hoş bir
müzik ve hemen yanında oturan ikizi Dimitra'dan başka bir şey olamaz.
Özgüveni ve kendini beğenmişliği had safhadadır. Girdiği hiçbir çatışmada yenilmez, yenilmeyi kabullenemez. İçinde yaşadığı hiçbir duyguyu kendisine dahi anlatamaz, kendi benliğine bile güçlü görünmeye çalışır ve başarır.
Duygusal yanını bastırmakta öylesine ustadır ki göz yaşlarını bile
durdurabilir. Ölümünün dahi başkasının elinden değil, bizzat kendi
elinden olması için uğraşacaktır zamanı gelince kuşkusuz.
İstediğiniz Meslek : Dansçı
Bu Mesleği İsteme Sebebiniz : Ramona'nın dansa olan tutkusu çok küçük yaşlarda başladı aslında.
Kendi kendine dans figürleri denemekten ve hiçbir
zaman çekinmedi. Her ne kadar bi kaç kere sakatlık yaşasa da yine de dansa olan bağlılığı bitmedi. Eski bir muggle okulunda da amigoluk
yaptı ancak bazı sorunlardan dolayı o okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Başka yerlerde dans etmeye devam etti ve bir çok gösteride yer aldı
Örnek Rol Oyunu :
- Spoiler:
Ani bir dürtüyle uyandığında hiçbir şeyin farkında değildi. Ne etrafın, ne olup bitenin ne de kendisinin… Hiçbir şey bilmiyordu, adını bile. Sanki sonsuz bir süreden beri uyuyordu. Tamamen kendisine geldiğinde yavaş yavaş etrafın farkına varmaya başladı. Sanki bir hiçliğin ortasında tek başınaydı. Ama burası neresiydi? Buraya nasıl gelmişti? Ve en önemli soru: O kimdi? Hiçbirini bilmiyordu… Oturup ne yapacağını düşünmeye başladı. Önce kim olduğunu bulmalıydı ama düşündükçe keskin bıçaklar zihnine saplanıyor dayanılmaz acılar veriyordu. Kısa yolu seçtive kim olduğunu sorgulamayı sonraya bıraktı. Kendisine bir isim bulmalıydı. O sırada bomboş zihninde ufak bir anının kırıntılarını hissetti ve o anıyı düşünmeye başladı.
'Aria uzaktan ona bakıyordu. Koşa koşa ona doğru giderken bir yandan da gülümsüyordu Ramona . Arada bir duruyor yerden çiçek alıp ona getirmek için daha da hızlı koşuyordu. Ne de çok severdi çiçekleri. Yanına vardığında her zamanki sert ifadesi var suratında. Bir şeylerden hoşnut olmadığı belli yine. Gerçi başka bir şeylerde olabilir. Ne zaman ne düşündüğünü ayırt etmek hiçbir zaman kolay olmamıştı ki! Çiçekleri ona verdiğinde belli belirsiz dudağının kenarının yukarıya doğru kıvrıldığını gördüğünü sanmştı bir an ama olmaya da bilirdi. Ne zaman ne hissettiğini anlamak için böyle basit mimiklere ihtiyaç duymuyordu. Onun gözlerinde çiçekleri ne kadar çok beğendiğini görebiliyordu. Hiç kimsenin bilmediği, anlamadığı, anlayamayacağı bir bağ vardı Ramona ve Aria arasında. Uzaktan hafif bir müzik sesi geliyordu. Ama bu bile Ramona için yeterliydi ve cadı çoktan her zamanki gibi sevinçle dans etmeye başlamıştı. Durup dururken dans etmeyi ne kadar da çok severdi. Aslında daha çok gösterilen ilgiyi ve insanları şaşırtmayı severdi. Aria genelde hep izleyen taraf olurdu ama o gün farklı olmuştu. Aria'nın gene mutlulukla cadıyı izlediğini gördüğünden ona özel bir şeyler yapmayı istemiş ve ritmimi hiç bozmadan yeni figürler denemeye başlamıştı. İlk kez yapmasına rağmen oldukça etkileyici olmuştu. Aria'nın soluksuz izleyişi Alice’idaha da mutlu etmişti. İşte o gün Aria uzaktan izlemeyi bırakmaya karar vermişti ve Aliceten ona da öğretmesini istemişti.. Öğretilecek bir şey değildi aslında dans. İçten gelince güzeldi. Ama Ramona, Aria'nın bunu gerçekten istediğini görebiliyordu. Olur, anlamında başını salladığında gözlerinde parıldayan mutluluk ışığını hiçbir zaman unutmamıştı. Onu mutlu etmeyi çok seviyordu. Aria'yla uyum içinde ilk defa o gün dans etmişti işte. Ve artık ayrılmaz bir bütün oldukları kesinleşmişti. Uzaktan annelerinin onları çağıran sesi duyuluyordu ' Aria! Alice! Neler yapıyorsunuz siz gene orada? Eve gelin artık yeter!' Aria'yla beraber bahçenin çimenlerine yayılmaktan vazgeçip eve doğru koşuyorlardı. İlk dans ettikleri anıydı bu anı... Düşüncelerinden sıyrıldığıında yatağından kalkıp aynaya baktı. Ağlamaktan gözleri kızarmış , saçı birbirine dolanmıştı. Onu o kadar çok özlüyordu ki her seferinde kendine lanet ediyordu onun yanında olamadığı için. Hafızası tamamen yerine geldiğinde ise odasıdan çıktı ve krallığın bahçesine doğru yürümeye başladı. Her ne kadar ayakları onu geri gitmeye zorlasa da aldırmadı. Büyük kapıdan geçip bahçeye geldiğinde Aria ile yaptığı gibi çimenlere uzandı ve gözlerini kapattı sıkıca. Bu yaptığının acısını azıcıkta olsa dindirmesini umuyordu.