Lawrence Slorkié Hufflepuff I. Sınıf
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 35 Nerden : Şeker kamışlarının içinden.
| Konu: ~ Umut Çarş. Ağus. 08, 2012 5:54 am | |
| Hakkımdaki her şey burada yer alacak. Bir günümü burada anlatabilirim. O derece yani. Takip edin bakalım.
| |
|
Lawrence Slorkié Hufflepuff I. Sınıf
Galleon : 50 Mesaj Sayısı : 35 Nerden : Şeker kamışlarının içinden.
| Konu: Geri: ~ Umut Çarş. Ağus. 08, 2012 6:11 am | |
| Yine sabahladık ve yine bir gram dahi uyku yok gözlerde. Halamda geçirdiğim bu süre zarfı içerisinde bilgisayarımı bozmam dışında herhangi bir kötü durumla karşılaşmadım sanırım. Şarj girişi eridiğinden dolayı bir hafta kullanım dışı kaldı notebookum. Lenovo B560'mış. Niye aldım ki ben bunu? Sorundan başka bir şey olmadı bu bilgisayar. Pro Evolution Soccer 12 bile kaldırmıyor. Yani aslında özellikleri gayet iyi. 3 GB RAM, 2.53 Ghz, 1 GB Ekran kartı, 500 GB HDD falan. Ama yine de ekran kartının desteklememesi üzerine PES 12 oynanmıyor. 13'ü çıktı oyunun ben hala 11 ile yetiniyorum o da düşük çözünürlüklü biçimde. Fifa 12 kaldıran bilgisayarda PES 12 oynayamamak da çıldırtıyor adamı. Her neyse bilgisayara fazla kafayı taktım galiba diğer konulara geçiyorum. Nerede kalmıştım? Hah kötü geçen tek şeyi söylemiştim. Bunun dışında bayağı iyi geldi bana halamın yanında geçirdiğim bu süre. Bursa'yı özlemişim açıkçası. Geçenlerde Redbull'un sponsorluğunu yaptığı bir basketbol turnuvası vardı Kent Meydanı'nda. Katılayım dedim ve ön elemeyi gayet iyi geçtim. Fakat bu işler bana göre değil ya. Artık geçti sanırım bizden. Zorlasam, yani devam etsem aslında belki derece yapardım ama kısa kesip bıraktım oyunu. Lisedeki o travmalardan sonra basketbola tekrar sarılmam biraz zor sanırım. Okuldan bahsetmişken, üniversite ortamından söz edeyim hemen. Bizimkiler şu an okul olmamasına rağmen Kırklareli'deler. Ve bu bana garip geliyor açıkçası. Herhangi bir ortam arasan yok, zaten 9 ay boyunca okul varken sıkılıyoruz her hafta eve kaçıyoruz. Bir de yazın ortasında oraya gitmek de nereden çıkıyor acaba? Bütünleme falan olmasa hayatta gidilecek gibi değil hani. Kırklareli'den ayrıldığım gün geldi aklıma şu an. Ve hafif duygulanmadım değil. Tüm yurt sokağa dökülmüş beni yolcu ediyorlardı otobüse doğru. Valizlerimi taşıyan arkadaşlara hala teşekkür etsem de, Yalova'ya geldiğimde onları oradaki eve kadar zor attığımı söyleyebilirim. Ne götürmüşüm ki o kadar oraya hala anlamıyorum. Resmen oraya taşınmışım. Iphone aldım bu arada. 3Gs'de olsa biz de yeniden atıldık Iphone dünyasına. Macbook'um paramparça olmuştu en son. Ve bu 32 GB Iphone 3Gs gayet kullanışlı bir cihaz. En kısa sürede Jailbreak yapmam gerekiyor ama. Bilgisayarım geldi ve benim de dilim resmen açıldı. Neler yazmışım bu kadarcık süre zarfında? Burayı tam hak ettiği isme dönüştürmüşüm. Tam bir günlük olmuş. O zaman şöyle bir itirafta da bulunayım günlüğüme:
"Sevgili Günlük, Bugün gelen mesajda Ece'nin o mekânda başkaları ile birlikte olmasına o anlık aldırış etmemiş olabilirim. Fakat içim içimi yiyordu bunu da inkâr edemem. Arkadaşlara karşı her ne kadar inkâr etsem de ondan ayrıldığım için üzülüyor olabilirim. Fakat gelecek adayları da unutmamak lazım hani."
Standart bir günlük cümlesiydi resmen. Şimdi diyebilirsiniz, ne almış bu adam?, neyin kafasını yaşıyor acaba? gibisinden. Cidden hiçbir fikrim yok. Aklıma geleni yazıyorum direkt olarak buraya. İlhamımı rol için kullansam daha iyi olacaktı fakat bu da güzel bir yöntem işte. Photoshop'u yeniden yükledim bilgisayarıma ve birkaç amatör çalışma yaptım. CS arttırmak bana yaramıyor. Klasikleri her zaman daha iyi kullanıyorum sanırım. Bu arada saat 7'yi geçmiş. Ve hala uyumadım. Bunu da beklemiyordum aslında kendimden. Çünkü günlerdir gözüme bir damla uyku girmiyor ve bu gece bunun intikamını alırım sanıyordum. Ama yine yanılmışız demek ki. Kulaklıktan gelen ses şu an beni uyutmaya çalışan tek şey sanırım. Şarkıyı değiştirdim ve klasiklerimden bir parça ile karşı karşıyayım. The Fray - Heartless. Bu şarkıya bitiyorum. Özellikle klibi oldukça etkileyici. Her saniyesini ezbere biliyorum desem yalan olmaz. İlk olarak LOST Premier'inde rastladım bu gruba ve gün geçtikçe hayranı oldum kendilerinin. You Found Me! parçasıydı ilk duyduğum ve sonrasında coverlarını fark ettikçe daha da sevdim.
Bayağı uzattım galiba günlük olayını. Son bir cümle daha yazıp sona erdiriyorum. Potter Efsanesi her zaman sürecek. Belki burada bir gün bitecek, ama kalbimizde her daim bir Potter yaşayacak.
| |
|